Yardım Toplama Kanunu Tasarısı Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Tamamen Göz Ardı Etmektedir

YARDIM TOPLAMA KANUNU TASARI TASLAĞI’NA İLİŞKİN KADIN KOALİSYONU’nun GÖRÜŞLERİ

Bu görüşler, 19 Nisan 2013’te görüşe açılan Yardım Toplama Kanunu Tasarısı taslağı üzerinden değil, daha sonra 20 Mayıs 2013 tarihinde dernekler dairesinin internet sitesinde yayınladığı görüşe açılan ilk Tasarı Taslağından daha geniş olarak düzenlenen ancak bu değişikliklerin nasıl yapıldığı konusunda bilgi aktarılmayan Tasarı üzerine verilmiştir.)

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA

Sayın Yetkili,

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı’nın 19 Nisan 2013’te internet sitesinden ilk versiyonunu görüşe açtığı ve daha sonra 20 Mayıs tarihinde ikinci versiyonunu yayınladığı ancak ilgili sivil toplum örgütlerine yaygın bir şekilde iletilmeden ve danışılmadan hazırlanan Yardım Toplama Kanunu Tasarısı toplumsal cinsiyet eşitliğini tamamen göz ardı etmektedir. Bu yaklaşım kadın haklarına ilişkin hem ulusal hem de uluslararası mevzuatı ihlal etmesi nedeniyle son derece kaygı vericidir.

Ulusal ve Uluslararası Mevzuat ile Çelişkiler

Taslak, Anayasa’nın eşitliği düzenleyen 10. maddesinin yanı sıra, Türkiye’nin taraf olduğu kadın ve insan hakları ile ilgili uluslararası sözleşmelerin iç hukuktaki düzenlemelerden üstün olduğuna ilişkin Anayasa’nın 90. maddesine ve Türkiye’nin 1985 yılında imzalayarak 1986 yılında taraf olduğu Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’ne (CEDAW ) aykırıdır.

CEDAW’ın, özellikle devletlere,  kadınların eşit haklardan yararlanması ve ayrımcılığa uğramamasının sağlanması yükümlülüğünü getiren 2. Maddesiyle ve bu maddeye dayandırılarak çıkarılan ‘Kadınlara Karşı Her Türden Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin 2. Maddesi Uyarınca Taraf Devletlerin En Temel Yükümlülüklerine İlişkin 28 No.lu Genel Tavsiye Kararı’ başlıklı metnin içeriği ve özellikle 9. Maddesinde yer alan ‘devletlerin, kadınların medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarından yararlanmalarını doğrudan veya dolaylı olarak engelleyecek her türlü yasa, politika yönetmelik, program,  idari prosedür ve kurumsal yapı oluşturmaktan kaçınması zorunluluğu’ ile tümüyle çelişmektedir. Ayrıca aynı tavsiye kararının 3.Maddesinde sıralanmış olan ilgili tüm uluslararası belgeleri de göz ardı etmektedir.

Taslak CEDAW’ın 25 no.lu tavsiye kararı’nın  ‘Taraf Devletlerce 4. Maddenin 1. paragrafı uyarınca ‘alınan önlemler, kadınların siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, sivil veya başka bir alanda eşit katılımını hızlandırmayı amaçlamalıdır’  ibaresini içeren 18. Maddesi ile ve 25 no.lu tavsiye kararı’nın 7. Maddesinde yer alan ‘ Taraf Devletlerin yasalarında kadınlara karşı doğrudan veya dolaylı ayrımcılık içeren hiçbir hüküm bulunmamalı, kadınlar gerek kamusal gerekse özel alanlarda yetkili organlar, yaptırımlar ve diğer yollardan ayrımcılığa karşı – kamu yetkililerinden, yargıdan, kurumlardan, işletmelerden veya özel kişilerden kaynaklanabilen ayrımcılık- korunmalıdır.’ maddesi ile tam bir çelişki içindedir. Çünkü, yasa taslağında toplumsal cinsiyet eşitliği tümüyle göz ardı edilerek ve taslağın hazırlanma aşamasında katılımcılık mekanizmaları gereğince çalıştırılmayarak ayrımcılık yapılmıştır.

Tasarıyla İçişleri Bakanlığı bünyesinde, ek madde 2 ile “sivil toplum konseyi”, Ek Madde 3 ile “sivil toplum kurulu”, 13/A Maddesi ile “Sivil Toplum Kuruluşları genel müdürlüğü” olmak üzere üç yeni yapı kurulması öngörülmektedir. Sivil toplumu ve kadın örgütlerini doğrudan ilgilendiren Sivil Toplum Konseyi ve Sivil Toplum Kurulu’nun oluşumu ve sivil toplum temsilcilerinin belirlenme sistemi açık olmadığı gibi kadınların temsili konusu tamamen göz ardı edilmiştir. Türkiye’de kadınların kamusal ve siyasal alanda temsil ve katılım oranları son derece düşüktür. Bu gerçekten hareketle, ve özel önlem uygulamaları ve fiili eşitliğin yaşama geçirilmesi gerekirken, taslağın içinde kadınların temsiline ilişkin hiçbir ibare bulunmaması, Anayasa’nın 10. Maddesi ve CEDAW’ın geçici özel önlemlere ilişkin 4(1) maddesi;  bu önlemlerin uygulanmasına yönelik 5 No’lu tavsiye kararı ve siyasal ve kamusal alana katılım ile ilgili 23 No’lu tavsiye kararı ile çelişkilidir.

Taslak aynı zamanda,

  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS)  toplantı ve dernek kurma, diğer bir deyişle örgütlenme özgürlüğüne ilişkin 11. Maddesine aykırıdır ve buna bağlı olarak aynı sözleşmenin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. Maddesini de potansiyel olarak kısıtlama riski taşımaktadır.
  • Taraf olduğumuz BM Medeni ve Siyasi ve Haklara ilişkin Sözleşme’nin dernek kurma özgürlüğüne ilişkin 22 maddesindeki anlayışa aykırılık içermektedir.
  • BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin dernekleşme özgürlüğüne ilişkin 20. Maddesi ile çelişkilidir.
  • 1999 yılı itibariyle aday ülke olduğumuz Avrupa Birliği Kurucu Antlaşmasının kadın-erkek eşitliği ilkelerini içeren ve kadınlara karşı ayrımcılık yapılamayacağını belirleyen 2 ve 3. maddeleri ile de uyumsuzluk içermektedir.

Taslağın bütününe ilişkin genel eleştiriler

  • Toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışı göz ardı edilmiştir. Yasa tasarı taslağının hem ulusal hem de taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler açısından bakıldığında hiçbir şekilde toplumsal cinsiyet perspektifi içermediği görülmektedir.
  • Taslak, devletlerin temel hak ve özgürlükleri koruma ve geliştirme yükümlülüğü ile çelişmektedir.
  • Taslaktaki düzenlemeler, bireylerin örgütlenme özgürlüğünü temel alan,  hakların ve özgürlüklerin tanınmasına dayalı bir perspektifle hazırlanmamıştır. Aksine taslağa sınırlayıcı ve daraltıcı bir perspektif hakimdir. Örgütlenmeyi bireylerin iradesinden çıkarıp neredeyse tümüyle devletin egemenliğine geçiren izin sistemleri ve denetleme mekanizmaları oluşturmaktadır. Ayrıca derneklere yönelik farklı tutum ve davranışa dair düzenlemelerin hangi kriterlere dayandığı anlaşılamamaktadır.
  • Kısıtlayıcı koşullar, sivil toplum gruplarının/örgütlerinin mevcudiyetini, işlevselliğini, büyümesini ve topluma yapabilecekleri olası katkıları daha zor hale getirir. Sivil toplumun elverişli bir atmosferde varolabilmesi için sadece kısıtlayıcı tedbirlerin kaldırılması da yetmez, aynı zamanda mevzuatın ve uygulamanın kapsayıcı ve şeffaf olması, destekleyici geçici önlemler içermesi gerekir.
  • Dernek, siyasi parti ve yardım toplama mevzuatında, hak ve özgürlükler üzerine yapılan yasal düzenlemelerin açık, net, öngörülebilir ve hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olması gerekir. Sınırlamalarda keyfi ölçütler kullanılmaması,  AİHS’nin ilgili maddelerinde yer alan ölçütlerin temel alınması, bunlar dışındaki nedenlerle sınırlamalara gidilmemesi gerekir.  Halbuki taslaktaki pek çok hüküm hem yardım toplamada hem de dernek mevzuatında idareye keyfi biçimde kullanabileceği geniş takdir yetkileri tanımaktadır.

Genel tavsiyeler

Yukarıda anılan gerçekler ışığında

  • Taslağın geri çekilmesi; sivil katılım ve danışma mekanizmalarının etkin bir şekilde kullanılarak ve özellikle kadın örgütlerine danışılarak eşitlikçi bir biçimde yeniden düzenlenmesi;
  • Yeni taslak kapsamında değişiklik yapılmakta olan dört yasanın – Dernekler Kanunu, Yardım Toplama Kanunu Taslak Tasarısı, Medeni Kanun ve İçişleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Kanununun her birinde ve idari yapılanmada,  Anayasa’nın eşitliği düzenleyen 10. Maddesine dayandırılarak ‘bütün dernek faaliyetlerinde kadın hakları ile ilgili uluslararası sözleşmeler dikkate alınır’  ibaresinin, ayrı ayrı ve önemle yer alması;
  • Taslak hazırlanırken kadın hakları ve temsili açısından ilgili ulusal mevzuat ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerdeki kadın ve insan hakları ile ilgili sözleşmelerin iç hukuktaki düzenlemelerden üstün olduğuna ilişkin Anayasa hükmünün (90. Madde) dikkatle göz önünde bulundurulması;
  • Taslağın, sivil toplumun gelişme, kolayca, doğrudan ve özgürlükler temelinde çalışma ortamını güçlendirmeye ilişkin ihtiyaçları temelinde hazırlanması.

More Articles for You

“6 Şubat Depremi Sonrasında Afet Bölgesinde Kadınlar – Kadın Koalisyonu Raporu” yayında!

“6 Şubat Depremi Sonrasında Afet Bölgesinde Kadınlar – Kadın Koalisyonu Raporu“, Kadın Koalisyonu’nun 6 Şubat Deprem sonrası bölgede yaşayan kadınlar …

Eşit Katılım ve Eşit Temsil İstiyoruz!

Siyasi partilere soruyoruz Yerel seçimlere giderken eşit, demokratik ve katılımcı siyasetin gerçekleştirilmesi için; Aday listelerinizde eşit temsili ve eşit katılımı …

Siyasi Partiler ve Seçim Yasası Taleplerimiz


Türkiye’de kadınların politik hayatta ve demokratik karar alım süreçlerinde katılım ve temsil açısından son derece dezavantajlı bir konumda olduklarını, yeterince …

Kadın Koalisyonu Siyasi Partiler Kanunu Değişiklik Önerileri ve Gerekçesi

Kadın Koalisyonu olarak Siyasal Partiler ve Seçim Kanunu’nda yapılacak değişiklik sürecinde toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesinin dışarıda bırakılmasının kabul edilemez olduğunu …

Yerelde Eşitlik İstiyoruz! Daha Azına Razı Değiliz!

Kadın Koalisyonu olarak 2002 yılından bu yana kadınların toplumsal, ekonomik ve siyasal yaşamın her alanına eşit katılımlarının sağlanması için mücadele …

Kadın Örgütlerinin Gözünden Belediyelerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İzlenmesi 2021-2022 raporu

Kadın Örgütlerinin Gözünden Belediyelerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İzlenmesi – Koronavirüs Salgını Sonrası Yerel Seçimler Öncesi Belediyelerin Değerlendirilmesi 2021-2022 raporumuzu yayınladık! 2002 yılından …