Önce şunu unutmayın: İstanbul Sözleşmesi, bizimdir!

Önce şunu unutmayın: İstanbul Sözleşmesi, bizimdir!

Yani, kadınların, LGBTİ+ların.

Bu sözleşmeyi biz var ettik, her cümlesi bizim eserimizdir. Siz sözleşmeyi imzalamakla övünürken de bu böyleydi, şimdi, sözleşmeden vazgeçtiğinizi söylerken de.

Talep etmedik, devlete, hükümete, sorumlulara yetkililere vazifelerini hatırlattık. Sadece şiddetsiz bir dünya istemedik, nasıl kurulacağını da gösterdik. İstanbul Sözleşmesi kadınların şiddeti durdurmaya dair ortak sözü, şiddeti durdurmanın yol haritasıdır. 

Devletlere, hükümetlere, resmi taraflara şiddeti durdurmak, eşitliği sağlamak için yükümlülüklerini söyler. 

Sadece kadınlara, LGBTİ+lara yönelik değil, eşitsiz konumdaki herkese yönelik şiddeti durdurmanın yolunu yöntemini tüm açıklığıyla gösterir.

Bu sebeple, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmemek yalnızca kadınlar ve LGBTİ+lar için değil, herkes için umuttur.

Bu mücadele herkesin olmak zorundadır. 

İnsan hakları değerlerinden uzaklaşmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğine mesafe koymak sadece Türkiye için değil, tüm dünya için tehdittir. Bu değerlerin yerini otoriterliğin almasına izin vermek ve sessiz kalmak dünyada kimsenin güvende olmaması demektir.

Biz kadın örgütleri, LGBTİ+ örgütleri ve feministler, haklarımız için ve şiddete karşı dün olduğu gibi bugün de mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz.

İnsan hakları değerlerine sahip olduğunu, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunduğunu iddia eden hiçbir kurum, yapı, kişi, sessiz kalarak, topu başkasına atarak, tek bir grubun bile ayrımcılığa maruz bırakılmasına göz yumarak bu iddiayı sürdüremez. 

Bu nedenle güce teslim olmadan, insan hakları değerlerinden taviz vermeden, toplumsal cinsiyet eşitliğinden asla vazgeçmeden hepimiz için eşit, şiddetsiz bir dünya için birlikte yürümeliyiz.

Sözleşmeden ‘resmi’ olarak çekilince biz de çekilecek değiliz. Dün ülkenin her yerinden kadınların yükselen sesi de tam bunu söylüyordu: İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz. Nasıl ki bugüne kadar hayatımız, varlığımız için direndik, inatla “buradayız” dedik, bundan sonra da devam edeceğiz. Hayatın her alanında ve her yerde. 

Koalisyon olarak yıllardır yerel siyaset alanında mücadele veriyoruz. Yirmi yıldır. Bu deneyim ve birikimle, belediyelerde Sözleşme’nin hükümlerinin uygulanması için mücadele edeceğiz. Kadın Koalisyonu olarak Sözleşmeyi uygulayacaklarına dair bir çok belediyeden aldığımız taahhüdün takipçisi olacağız. Hem takipçi olacağız, hem Sözleşme hükümlerini uygulayacak belediye sayısını artırmak, dünyadaki örnekleriyle buluşturmak, yaşadığımız yerlerde şiddeti ortadan kaldırmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Ulusal mekanizmaları zorlamaya devam edecek, Sözleşme’nin yaşayacağı mecraları genişleteceğiz.

İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar imzalayacak ve doğru düzgün uygulayacak bir siyasi irade oluşana kadar durmayacağız.

Kadın Koalisyonu
02.07.2021

More Articles for You

“Deprem illeri ve göç alan iller kurum ziyaretleri, işbirlikleri ve farkındalık çalışmaları raporu”muz yayında!

Kadın Koalisyonu olarak, 27 – 28 – 29 Temmuz 2023 tarihleri arasında deprem bölgesinde gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerimize dair “Deprem illeri ve …

Kadın Koalisyonu Afet Koordinasyon Ağı Bülteni – Ağustos

Kadın Koalisyonu Afet Koordinasyon Ağı olarak Ağustos bültenimizi yayınladık. Deprem sonrası sahada neler yaptığımızı derledik. ————- Ağustos bülteni için tıklayınız. …

Kadın Koalisyonu Afet Koordinasyon Ağı Bülteni – Nisan

Kadın Koalisyonu Afet Koordinasyon Ağı olarak Nisan bültenimizi yayınladık. Deprem sonrası hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada neler yaptığımızı derledik.

Sözümüze, Oyumuza Sahip Çıkıyoruz!

Seçme ve seçilme hakkımızı tam olarak kullanabilmemiz ancak demokratik, eşit, güvenli ve şeffaf bir seçim süreci ile mümkündür! Seçim öncesinde …

Kadın Koalisyonu Afet Koordinasyon Ağı Bülteni – Mart

Kadın Koalisyonu Afet Koordinasyon Ağı olarak Mart bültenimizi yayınladık. Deprem sonrası hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada neler yaptığımızı derledik.

Kadınları yok sayan ittifakları biz de yok sayıyoruz!

Yaşamaya ve yaşamı herkes için mümkün kılmaya çalıştığımız, dişimizle tırnağımızla mücadele ettiğimiz afet günlerinde, görevini yapmayan iktidar, kendi varlığını, kadınların …