POLİS ŞİDDETİNİ, SALDIRGAN, TEHDİTKÂR, AŞAĞILAYICI ÜSLUBUNUZU HEMEN DURDURUN!
Taksim Gezi’de halkın yaşam alanına sahip çıkma çabası, kıyıcı polis şiddeti, Başbakanın insanların onurunu ayaklar altına alan, hak hukuk tanımayan aşağılayıcı üslubu sonucu tüm ülkeye yayılan bir direnişe dönüşmüştür.
Hak ve özgürlükler alanını giderek daraltan, yaşam ve katılım hakkını yok sayan, ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran tavır, adalet taleplerinde direnen insanların sokaklara çıkmasına neden olmuştur. Her itirazı “gizli düşmanlar”, “marjinaller”, “vatan hainleri” gibi mesnetsiz bir söylemle boğmaya çalışan, farklı hiçbir söze, tavra tahammül edemeyen Başbakan, toplumu “biz ve onlar” biçiminde ikiye ayırarak karşı karşıya getirmeye, insanları birbirine kıydırmaya teşvik edici tehditkar bir dil kullanmaya devam etmektedir. Oysa barışın inşasında, halkın toplumsal dayanışma ve barışı kurmanın örneğini oluşturduğu “Gezi Parkı Direnişi”ne bakmalı, görmeli, anlamalı, savaş dili terkedilmelidir.
Sokaktaki barışçıl eylemlerle ortaya konan itiraz suç gibi gösterilerek görmezden gelinmeye ve şiddetle bastırılmaya devam edilirse insanların göreceği zarar geri dönüşü olmayan bir noktaya, olaylar denetlenemez boyutlara ulaşacaktır. Unutulmamalı ki hükümetler meşruiyetlerini sadece kendisine verilen oylarla değil, insan hak ve özgürlüklerine saygı ve onları tesis etmesinden de alır. Bu nedenle öncelikle Başbakan ve hükümet üyelerine insan hak ve özgürlerini güvence altına alma temelinde görevlerini, sorumluluklarını hızla yerine getirmelerini hatırlatıyor, polisin alanlardan çekilmesine, polis şiddetinin hemen durdurulmasına, ayrımcı, aşağılayıcı, yok sayıcı, saldırgan dilden vazgeçilmesine ilişkin sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.Unutulmamalıdır ki temel hak ve özgürlükleri her koşul altında korumak devletin temel görevidir.
KADIN KOALİSYONU