İlknur’un sırları 🙂
Mütevazi Bir Küçük Dev Kadın!
İlknur yüzlerce desenin bir araya geldiği renkli bir dünya. Kendi minik, aklı büyük, ince düşünce ustası, geniş yürekli ışıl ışıl dev bir kadın!
Gün ağarmadan kalkar, kendi gibi erkencileri bilir telefonla bir yoklama çeker, günün planını programını hazırlar, işe koyulur çalışır durur.
Herkes onu sakin bilir, kim demiş! Bir kızmaya görsün, o zaten kocaman olan güzel gözlerini far gibi açıp da üzerinize dikti mi kaçacak yer arayın! Tatlı sert derler ya öyledir bizim İlknur’umuz.
Çalışkanlık, yaratıcılık hepsi onda bir de başöğretmen mübarek! Çalışır ve güya çalıştırır, ödev filan verir ama hepsini sonunda kendi yapar çünkü kimse hızına yetişemez. E bir kitap kurdu olduğunu söylemeye gerek yok, yerde gökte okur.
Amaa en bilinmedik yönünü sorarsanız, İlknur aslında bir film yönetmeni, kimse bilmez ama o tutkulu bir sinemakolik, o bir fantastik filmler uzmanı! Bu tür filmler geldiğinde kimseyi kandırıp götüremez ise kendi başına gider, aramızda kalsın bazılarını iki kere seyrettiği de olur! Eğer İlknur’la komedi filmine giderseniz onun içten ve tatlı kahkahalarının bütün salonu çınlatacağından da emin olabilirsiniz. Ya da bir acıklı sahneyse sular seller gibi ağlayacağından! Filmin içine girer çıkaramazsınız… iddialıyım eğer film yönetmeni olsaydı sosyal içerikli ve fantastik filmler oscarlarının hepsini toplardı.
Gelelim ikinci sırrına 🙂 İlknur aynı zamanda bir gurme, küçük bir obur, lezzetli yemek kurdu, öyle ufak tefek olduğuna hiç aldanmayın acıktı mı mazallah! Aynı zamanda iyi bir aşçı, annesinin eline su dökemezse de arada bir börekler çörekler açar. En sevdiği de balık! sanki balıkçı köyünde doğmuş mübarek, kahvaltıda bile balık yiyebilir.
Ve İlknur bir duygu seli, hele de konu oğul hasretiyse … çaktırmadan ne yaşlar akar gözlerinden uzuun uzun, sessiz sessiz! Hissettirmez, içine akıtır.
Ama başkalarının derdi onun derdi olur.
İlknur bir ağlama duvarı, derdiniz varsa arayın, o sakin sesi ve güzel yüreğiyle derdinizi alır sizi bahar çiçeklerinin arasına götürür, sıkıntınızı unutturur.
İlknur bir çekim merkezi, bir felsefeci, aklınız olur, can dostunuz olur, kardeşiniz olur, ablanız olur, etrafında kendiliğinizden toplanırsınız, o bir güven kaynağı, bilgi küpünüz, arşivinizdir.
Türkiye kadın hareketinin tarihini kaydetmek için bıkmadan usanmadan çıkardığı, yönettiği raporlar ise tarihe ışık tutma açısından paha biçilmez.
İşleri yetkin bir orkestra şefi gibi yönetir, içine lezzet katar, duygu katar, renklerle doldurur, güldürür, duygulandırır, dünyayı ayağınıza getirir, on kitaplık bilgiyi önünüze hap gibi sunar, ondan öğrenirsiniz. Ona sorun büyük bir ustalıkla bıkmadan usanmadan anlatır. Onunla toplantıya gidin herkes İlknur konuşsun diye bekler, uzatmadan konunun aslını önünüze serer, ufkunuz açılır. Sadece sivil toplum değil, vali, belediye başkanı, bürokrat, özel sektör kısaca herkes İlknur anlattığında dikkatle dinler, herkes bilir o farklılıklara saygıya, sağlam bilgiye yılların birikimine dayalı konuşur. Olağanüstü türkçesi ve konuşma yeteneği ile de konuşmaları kaçırılmayacak bir hatip o!
Onun yeri şu anda dolaşmakta olduğu, saçının telinin düştüğü demirli bahçeler asla değil, İlknur gürül gürül berrak sular, okyanuslar, büyük bir yaşam, yazılmakla bitmeyecek bir parlak tarih.
İlknur dünya kadın hakları tarihine sonsuz katkıda bulunmuş mütevazi bir küçük dev kadın!
